Ana içeriğe atla

Ölümcül Virüs


SAHNEDE KORONA VİRÜS


Çin’in Wuhan kasabasında çıkıp bütün dünyayı etkisi altına alan Corona virüs çağımızın en büyük pandemi hastalığı olarak görülmektedir.
İnsanın doğaya verdiği zararların bir yansıması olarak ortaya çıkmış olabileceği, aklımıza gelen açıklamalar içindedir.
Hızlı yayılması ve ölümcül olması toplumlarda psikolojik, sosyolojik ve ekonomik açıdan ciddi sıkıntılara neden olmaktadır.
Belirtileri ve bulaşma yolları konusunda hala tartışmalı iddialar yer almaktadır.
Bu konuda çok değişik kaynakları inceledikten sonra aklıma gelen soruların daha net bir şekilde cevaplarını bulabilmek adına bu konuda bilgisine ve tecrübesine güvendiğim Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli Sn. Prof. Dr. Filiz Onat ile yaptığım söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum.

Röportaj tarihi 05 Mayıs 2020 

Bu röportaj, içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle yüz yüze görüşme mümkün olmadığından, telefonla bağlantı kurularak yapılmış ve kaydedilmiştir.   

S: Coronavirüs’ün diğer virüslerden farkı nedir?
C: Korona bir virüs ailesidir.Bu virüs ailesinin daha önce hiç canlılarla karşılaşmamış yeni bir formuyla karşı karşıyayız. O yüzden farklı bir deneyimimiz olmaması nedeniyle bilmediğimiz bir durumla karşı karşıyayız.

S: Corona virüs’e yakalanmak bazı yaşlarda daha mı riskli?
C: Evet bazı yaşlarda ve ileri yaşlarda kronik hastalığı olan kişilerde Corona virüse yakalanmak daha risklidir.

S: Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek Corona virüse yakalanmayı önler mi?  
C: Cevabı net olmayan bir soru ama genel bilgilerimiz, evet bağışıklık sisteminin güçlü olması sadece Corona değil her türlü hastalığa yakalanmayı güçleştirici ve koruyucu etkisi olan bir durumdur.

S: Peki o zaman bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz ve bu konuda önerebileceğiniz etkili yöntemler var mı?
C: Bağışıklık sistemini, iyi yaşamaya dikkat ederek mesela sigara içmeyerek kilo almayarak sağlıklı yaşayarak güçlendirebiliriz.

S: Korunma yollarından biri olan maske takmak ve el yıkamak sizce yeterli önlemler midir ve bu konuda dikkat etmemiz gereken başka yollar var mıdır? 

C: Önemli olan iki yol vardır. Birincisi hastalıktan korunma, ikincisi ise tedavidir. Hastalıktan korunma bizim için en temel unsurdur.
Hastalıktan korunma için toplum sağlığı açısından en önemli unsurlardan bir tanesi de özellikle böyle bulaşıcılık söz konusu olduğunda kişisel temastan kaçınmak, yani sosyal izolasyonu gerçekleştirmek ve şimdilerde çok önemli olan maske ve eldiven kullanmaktır.

S: Corona virüs ile ilgili sosyal medyada gereksiz korku yaratıldığını düşünüyor musunuz?
C: Bu iki yönlü bir durum, yani iki tarafı da var. Biraz gereksiz korku yaratılıyor evet ama bir yandan da hızlı haberleşme de önemli o nedenle bu soruyu evet ya da hayır şeklinde cevaplandıramayız.

S: Hastalığın yayılması nasıl geciktirilir?
C: Sosyal izolasyon yani kişiler arası teması aza indireceğiz. Dolayısıyla bulaşıcılık önlenecek.

S: Virüs yüzeylerde ne kadar yaşayabiliyor?     
C: Yüzeye göre değişebiliyor bazı yüzeylerde daha çok yaşıyor, işte mesela çelik yada parlak yüzeylerde çok yaşıyor, pürüzlü yüzeylerde ise daha az yaşıyor.
Çok yeni bir virüsle karşı karşıya olduğumuz için farklı farklı yayınlar var bu konuda ama bizim genel bildiğimiz parlak düz yüzeylerde daha uzun yaşadığı.

S: Corana virüsünü alan bir kişi bu hastalığa tekrar yakalanabilir mi?
C: Bu sorunun cevabını şuan için bilmiyoruz. Bu hastalıkla ilk defa karşılaşıyoruz. Nasıl bir davranış seyri olduğunu da bilmiyoruz. Bu nedenle tıp camiasında biz bildiklerimizden yola çıkarak konuşuruz. Dolayısıyla deneyimimizin az olduğu bir durumla karşı karşıyayız.Mesela bu grip denilen durumda farklı alt mutasyonlar gösteriyor virüs dolayısıyla aynı aile içinde bile olsa mutasyon gösterip alt gruplarıyla yeniden hastalık yapabiliyor ama bu hastalıkta böyle midir sorusunun cevabını bilmiyoruz.

S: Az önce mutasyonla ilgili soracağım soruyu da cevaplandırmış oldunuz.Peki havaların ısınmasıyla Corana virüs vakalarının azalma hızı arasında bir bağlantı olabileceğini düşünüyor musunuz?
C: Biliyoruz ki nezle grip gibi hastalıklar havaların ısınmasıyla azalıyor dolayısıyla azalacağı düşünülebilir ama bilmediğimiz bir durumla karşı karşıyayız.


S: Bu salgın bittikten sonra toplum bundan nasıl etkilenir ve bu salgının toplumsal sonuçları neler olabilir sizce?
C: Bu salgın bittikten sonra bütün dünya değişecek her şeye başka bir gözle bakacağız. Sağlığa, ekonomiye, sosyal durumlara, her şeye bakış açımız daha farklı olacak.
S: Türkiye de yeterli düzeyde koruma önlemlerinin alındığını söyleyebilir miyiz ve başka alınabilecek önlemler olabilir mi?
C: Türkiye çok gayret sarf ediyor bu konuda.Kendi ekonomik kapasitesinin üzerinde bir gayret sarf ediyor. Yani ekonomik gücü bizden kat kat fazla olan ülkeler bu işle baş edemezken ve zorlanırken bizim bulunduğumuz durumun iyi olduğunu düşünüyorum.

S: Corona virüsün, bir biyolojik silah olabileceği görüşlerine katılıyor musunuz?
C: Hayır kesinlikle katılmıyorum en yanlış fikirlerden birisi bu. 

S: Türkiye’de tıp alanında yapılan çalışmaların ve koşulların durumu nedir ve diğer dünya ülkeleriyle kıyasladığımız da içimizi rahatlatacak gelişmeler olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: İçimizi rahatlatacak olan şey şuanda ölüm sayısının az olması ve kontrol altında olması. İnşallah böyle devam eder.

S: Son olarak bana zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum ve bu faydalı konuşma için benim sormadığım ve sizin önemli olduğunu düşündüğünüz paylaşmak istediğiniz düşünceleriniz var mı bilmek isterim?
C: Sosyal izolasyon ve temasın azalması çok önemli bunun için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz. Sağlık çalışanları çok büyük bir efor sarf ediyor onlara gönülden teşekkür ederseniz sevinirim.Bende röportajın için teşekkür ediyorum çok güzel sorular hazırlamışsın, başarılar diliyorum.

Tunahan Latifoğlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

                  Kapitalizmin gölgesi altında İşçi Hakları İnsan hakları kapsamına giren yasal  haklar gibi emekçilere gerekli yetki haklarının verilmesi gerekliliği, günümüz kapitalist düzenin getirdiği en büyük problemlerden biridir.  İşçilere yönelik yaşam standartlarının yükseltilmesi hususunda önem bakımından öncelikli gelen grev ve toplu sözleşme hakkı, yapılan araştırmalar sonucunda dünya genelinde ülkelerin yüzde 80- 85’inde baskılanmaya çalışılmış ve bu da sendikaların gücünü zayıflattığını ortaya çıkarmıştır.    Günümüz kapitalist toplumlarında en büyük geliri elde eden en çok çalışan değil, en fazla şeye sahip olandır. Patronlar işçi sınıfı için yeterli iş güvenliğinden, sağlıklı koşullardan ve yüksek maaşlardan hep söz etmelerine rağmen bunun günümüz küresel dünyasında hiçbir şekilde uygulanmadığı görülüyor. 1Mayıs işçi bayramının yaklaştığı bu günlerde işçilerin yaşam standartları sorununa çözüm yolu üretebilmek için girişimler dikkat çekecek ölçüde gündeme geliyor.  DİS